ASYA' NIN;  EN BATISI ÇANAKALE İLİMİZ 

Ayvacık,Assos,Küçükkuyu,Kazdağı

AYVACIK'ta gezi için tıkla

GÖRÜNTÜLER  

ULAŞIM 

KONAKLAMA

YEMEK vb.

TARİH,COĞRAFYA

GEZİLER 

İŞEYARAR BİLGİLER

TARİH,ÇOĞRAFYA

ÇANAKKALE GEZİ için tıkla

Giriş Sayfası

Ana Sayfa

Ayvacık,Assos,Küçükkuyu

Bayramiç,Çan,Yenice

Biga,Lapseki,Çanakkale

Eceabat,Gelibolu,Gökçeada

Ezine,Bozcaada

Gezi Siteleri

ASSOS Gezi Rehberi

Bizden Haberler

 
 

 

 
 

AYVACIK                                                                                                                                                                      Biraz Coğrafya:                                                                                                                                                                                   Asya'nın ve Anadolu'nun en uç noktası olan Bababurnu ilçe sınırları içindedir. Baba Burnu'ndan Midilli Adası yalnızca 4 mildir.İlçenin 78 km' lik uzun bir sahil şeridi vardır. İlçenin en büyük ovası 30 km² ile Tuzla Ovası'dır. Bunu Kösedere ve Babakale Ovaları izler.Ayvacık ilçesinin Edremit Körfezi'ne bakan güney kıyıları Akdeniz ikliminin etkisini gösterirken, iç kısımlara gidildikçe Marmara ikliminin etkisi artmaktadır.

Yöre halkı, oldukça zengin bir kültür yapısına sahiptir. Yörük ve Türkmen köylerinde, kendilerine özgü kültürel farklılıklar yaşanmaya devam etmektedir.Ayvacık köyleri, bulundukları mevkilere göre; kuzey tarafına düşen Kaz Dağı eteklerindeki orman köyleri Dere kolu ; güneydoğusuna , Küçükkuyu istikametine- düşen köyler Yalı kolu ve güney batısında - Baba Burnu yönünde- bulunan köyleri ise, Kıran kolu olarak adlandırılmıştır. Dere kolu köyleri çoğunlukla orman işleriyle ve hayvancılıkla geçimini sağlar. Yalı kolu ise, zeytinciliğin yüksek olduğu köylerdir. Kıran kolu adından da anlaşıldığı üzere az yağış alması nedeniyle denize bakan güney yamaçlarda zeytincincilik,kuzey iç kısımlarda küçük ve büyük baş hayvancılık ve halıcılık en önemli üretim alanıdır.Tepe silsileleri denize paralel olarak uzanmakta ve sahil şeridinde olağanüstü güzel koylar birbirini izlemektedir. Son yıllarda yoğun ilgi gören bu koylar, turizm için cazibe merkezi haline gelmiştir.

Ayvacık Deve Güreşleri: Ayvacık'ta her yıl kış aylarında deve güreşi yapılır.deve güreşlerini kamu yararına çalışan çeşitli organizasyonlar düzenler.deve güreşi günü güreş alanı bir festival havasına bürünür.Develerin güreşi seyredilirken bol bol sucuk-ekmek yenilir ve şarap , rakı içilir.Tıpkı Roma Şehrinde pazar günleri banliyölerde yapılan müzikli ,içkili açık hava toplantıları gibi ,buradada müzik eksik değildir.İşte size FOTOGRAFLARLA  AYVACIK DEVE GÜREŞİ, eğer ilgi duyuyorsanız.

Biraz daTarihi:
Rivayete göre; Balıkesir'in Kızılcatuzla kazasına bağlı 15-20 hanelik küçük bir yerleşim yeri olan Ayvalıoba; Tebrizden göçen, Tiflis'li, zengin bir dul olan ve Ayvalıoba’nın Dere Mahallesine yerleşen Ümmühan Hatun 'nun organizasyonu ile büyükce bir merkez haline gelmiştir. Eski Ayvalıoba bu günkü Ayvacık’ın yakın çevresindeki en eski yerleşim birimleri Küplü, Doğanlar, Garipçeler, Tekke ve Çaltı obalarıdır.Çaltı Köy dışında  diğer yerleşim birimleri bu gün sadece arazide mevkii isimleridir.


Ayvacık, ilkçağlardan bu yana çeşitli anadolu kavimler  tarafından yerleşim alanı olarak kullanılmış ve Anadolu dışı istilalara uğramıştır.Daha sonraki dönemlerde; Selçuklu Beyleri'nden Emir Çaka Bey bugünkü Ayvacıklıların ataları sayılan pek çok Oğuz boyunu (Ahmetli, Çetmi, Karakeçeli, Kızılkeçeli...vb.) bölgeye yerleştirmiştir. Karesi Bey'in ölümünden sonra başlayan taht kavgalarından faydalanan Osmanlılar, I. Murat zamanında Ayvacık bölgesini alarak yarım asır süren Karesi hakimiyetine son vermişlerdir.1876'da ilçe merkezi Kıziltuzluca'dan, Ayvalıoba'ya (bugünkü Ayvacık) nakledilmiştir.Bazı kaynaklara göre ise il defa 1876'da ilçe olan Ayvacık, 1926'da Ezine'ye bağlanmış,ve tekrar 1928 ilçe haline getirilmiştir.


Kurtuluş Savaşı döneminde Yunanlılar, 28 Mayıs 1919'da deniz yoluyla gelerek Ayvacık'ı işgaline başladılar, 4 Temmuz 1920'de Ayvacık merkezini ele geçirdiler.Direnişe geçen Ayvacıklılar, Hafız Ahmet Hamdi Efendi başkanlığında Ayvacık Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ni kurdular ( Ahmet Hamdi Efendi ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne Biga Sancağı'nı temsilen katılan üç milletvekilinden biridir.).Büyük Taarruz sonrasında, 18 Eylül 1922'de işgali kaldırmak zorunda kalan,Yunan birlikleri şehirden ayrıldılar. Reşat Bey komutasındaki Milli Kuvvetler, 21 Eylül 1922'de Ayvacık'a girerek işgale resmen son verdiler.Bazı kaynaklara gore ise; Yunanlıların ayrılmasından sonra,yerli çeteler şehre girmiş, iki gün kadar da şehirde kimi kendini kaymakam, kimisi de kadı ilan etmiştir. Çanakkale Jandarma Komutanı Ali Rıza Bey Ayvacık`a gelip kaymakamlığa Hafız Hilmi Bey`i tayin edince, çetelerin saltanatı sona ermiştir. 21 Eylül 1922 günü Türk birlikleri  Çallı Ethem Bey (Karabudak), komutasında şehre girmişler ve iki yıllık işgal hayatı sona ermiştir.

Tarihi yerler:

Assos:İlçeye bağlı  Behramkale Köyü,dünyada antik şehir kalıntısı içinde yaşamaya devam eden biricik köydür. Antik Assos Şehri Behramkale köyü ile içiçedir.Daha fazla bilgi için tıkla.

Apollo Smintheus Tapınağı:M.Ö 150 yıllarında Ion stilinde yapılan tapınak, kuzey-batı Anadolu'da, Troas bölgesinde bugün için tek örnektir.ilçenin Gülpınar Beldesi'nin kuzey-batısıyla, kuzey doğusu arasında kalan vadinin başlangıç eteklerinde Bahçeleriçi olarak adlandırılan mevkide yer alır.Su yönünden zengin olan bu yöre, yeraltı kaynak suları ile beslenmekte; büyük olasılıkla antik çağlarda oluşturulan yeraltı kanalları ile ana merkeze aktarılmaktadır. Tapınağın yapıldığı Hellenistik çağda da yörede suyun bol olması Apollon kültünün bir simgesidir. Çünkü; tanrı Apollon kehanette bulunmak için her zaman suya gereksinim duymuştur.Tapınağın bu alanda kurulmuş olması da bu nedenle olmalıdır.Daha fazla bilgi için tıkla. 

Lamponia:Ayvacık ilçesi Kozlu Köyü yakınlarında Asar tepe üzerinde kurulmuştur.Erkek Yurdu demektir. Kent, Heredot'a Persler tarafından ele geçirilen kentlerden biri olarak anılıyor ve böylece M.Ö. 5. Yüzyılın başında varlığı anlaşılıyor. Ancak Kentin hangi yüzyılda, kimler tarafından kurulduğu bilinmemektedir

Gargara;
Eski Helen dilinde " Kaynaşan Kalabalık" demektir. Kazdağı'nın (İda) yüksek doruklarından birinde, İzmir-Çanakkale yolunun sağ tarafındaki Çaltı Köyü'nün yakınlarında çok eski zamanlarda kurulmuştur. Burası Eski Gargara'dır. Sonradan kent halkı biraz daha güneye denize daha yakın bir tepeye taşınmış ve Yeni Gargara kenti orada oluşmuştur. Yeni Gargara'nın da kalıntıları Arıklı Köyü yakınındaki Zindan Tepe üzerindedir.

Roma Dönemi Köprüleri:
İlçe sınırları içerisinde bu dönemden kalma iki antik köprü yeralmaktadır.Bunlardan birisi Tuzla Köyü'nün 4km. batısındadadır. Gülpınar yakınında yer alan Chryse antik kenti ile Ezine ilçesi Dalyan Köyü'nde yer alan Aleksandreia Troas antik kentini birbirine bağlayan köprünün ise günümüzde 93 m lik bölümü açıktadır. Köprünün 7 mt yaklaşan kemer ayaklarının 3-4 mt lik kısmı toprak altındadır.

GELENEKLER ve GEÇİM KAYNAKLARI  : Turizmin yanısıra zeytincilik ve zeytinyağı üretimi, halı dokumacılığı, odun kömürü, peynir ve hayvancılık önemli gelir kaynakları arasındadır

Panayır Geleneği; 26 Mayıs'ta başlayan ve beş gün devam eden Ayvacık Panayırı; geçmişte ulaşım zorlukları sebebiyle birtakım ihtiyaçlarını karşılamakta ve ürettüğini satmakta güçlük çeken halk ile alıcı ve satıcıyı yılda bir kez buluşturmayı amaçlamışken, günümüzde daha çok eğlence yönü ağır basmaktadır.Nitekim, binlerce büyük ve küçük baş hayvanın alınıp satıldığı hayvan pazarı artık kurulmamaktadır.Eski bir geleneğin izlerini görmekten hoşlanacaklar ve yöremizde yetişen oğlakların tadına bakmak isteyenler, PANAYIRI ziyaret edebilir

Köy Hayırı Geleneği; Ayvacık köylerinde 50-60 yıl önceleri yapılan yağmur duaları günümüzde köy hayırı adını almıştır.Köy hayırına çevredeki herkes davetlidir.Öğle namazı kılındıktan sonra diğer köylerden ve kasabadan gelen herkese yemek verilir.Yemek genellikle;et aşı,keşkek,pilav,cacık,patates aşı ve uzuncadan meydana gelen bir menüdür.Yemek öncesi ve sonrası uzun zamandır birbirini görmeyen eşler,dostlar hasret giderirler.Köy hayırlarının en güzel yönüde budur.

Deve Güreşi Geleneği; Her yıl kış aylarında,genelliklede Aralık ve Ocakta ilçe merkezinde bir veye iki defa deve güreşi yapılır.Bu organizasyonu dernekler veya belediye yapar.Deve güreşinde yerli ve civar illerden gelen tülü ve lökler güreştirilir.İnsanlarda ;sucuk-ekmek,şarap ve rakı ile sohbetlerini koyulaştırarak güreşi seyrederler.

Halı ve Kilim Dokumacılığı;İlçenin önemli gelir kaynaklarından biri halı dokumacılığıdır. İlçemizin  köylerinde halı ve kilim sanatı, en çarpıcı ve göz alıcı örnekleriyle, varlığını sürdürmektedir.Halılar; hikayelerine göre desen, desenlerine göre de isim alırlar.Turnalı,oklu,kabak çiçeği,elek,altın tabak,hayat ağacı, Türkmen gülü,yeşil budak,baratlı,eski Yörük,eli belinde bu desenlerden en çok bilinenleridir.Ayvacık halı ve kilimleri, desenlerinin orjinalliği sayesinde; dünya halıcılık literatüründe haklı bir üne sahiptir.

Odun Kömürü; Mangal kömürü olarak da bilinen odun kömürü üretimi, Ayvacık yöresinde yoğun olarak sürdürülmektedir.Bölgemizde odun kğmürü üretimini  1950 li yılların ikinci yarısındanda Eşekli'li(Söğütlü) İsmail Ağa(İsmail Oran) başlatmıştır.Kütahya Gediz'den çalışmak üzere getittiği ustalar bu işi yöre halkına öğreterek bölgede bir ekonamik canlılık yaratmışlardır.Bu olay halende devam etmektedir.Binlerce insana iş ve aş olmaktadır.İsmail Ağa(İsmail Oran) bölgemizde halen güzel insan olarak anılmaktadır,mezarında rahat uyusun

Ezine Peyniri; Ayvacık,Bayramiç Ezine üçgeninde üretilen,yöremizin özellikle kekik ve diğer zengin bitki örtüsüyle beslenen koyun, keçi ve inek sütü karışımı ile elde edilen peynire Ezine peyniri denir. İlçemizdede mevcut olan çok sayıdaki mandırada Ezine Peyniri üretilmektedir. Kalitesiyle Türkiye genelinde bilinmekte ve aranılmaktadır.

Hayvancılık;Kaz Dağları'nın eteklerindeki, kekik ve her türden bitki örtüsü sebebiyle et ve süt kalitesi en üst düzeydedir. Bunun sonucu olarak Ayvacık yöresinin hayvan ürünleri, yoğun talep görmektedir. Ancak, yörede bilinçli bir hayvancılık kültürü oluşmadığından, bu talep karşılanamamaktadır. Geçmiş yıllarda, özellikle 26 Mayıs Ayvacık Panayırı zamanında, Türkiye'nin dört bir yanından gelen hayvan tüccarları vasıtasıyla binlerce büyük ve küçükbaş hayvan sevkiyatı yapılırken, günümüzde bu canlılık kalmamıştır. Türkiye'nin başka yerinde pek rastlanmayan koru hayvancılığı denen ilkel hayvancılık metodu yüzünden hayvancılık yavaş yavaş bitme noktasına gelmektedir.  

 

KÜÇÜKKUYU:                                                                                                                                                     Ekonomisi zeytin, zeytiyağı ve turizm üzerine kurulmuş yazlıkcı konutları ile hızla büyüyen küçük bir beldemizdir.İliada Destanı'nda Homeros tanrılar tanrısı Zeus'un ağzından Küçükkuyu'yu"Ege'nin mavisi ile İda'nın yeşili arasında öyle bir yer vardır ki, orada keskin kekik kokuları içinde lezzetli zeytin çeşitleri ile yaptığım kahvaltının tadını hiçbir yerde bulamadım. İşte orası Gargara'dır."
Küçükkuyu'nun geçmişi Gargara antik kentidir.Bu güne kadar yeterli arkeolojik araştırmalar yapılmadığından bu tarih şimdilik biraz sisler altındadır.
Yakın tarihte yapılan araştırmalarda Gargara antik yerleşiminin ilk yerinin Nusratlı Köyü kuzeyindeki Kocakaya Tepe'de olduğu, daha sonra Arıklı Köyü'nün doğusundaki Zindan Tepe'ye taşındığı belirlenmiştir.
Gargara'nın bilinebilen tarihi İ.Ö. 6. yy'a kadar uzanmaktadır.
Küçükkuyu büyüklü küçüklü konaklama tesisleri ile İDA'nın sahil kıyısına uzunlamasına yayılmış bir sahil beldesir. Kumsallı plajları, temiz denizi, bol balığı ile insanlarımıza hizmet vermeyi beklemektedir.İDA'nın  bir başka güzellikleride sahille rekabet halindedir.
Küçükkuyuda ilk turizmi başlatan İdatur Motel'in kurucusu  Nami Beyi de burada anmadna geçmiyelim.

 

Yeşilyurt Köyü (Büyük Çetmi)
Küçükkuyu'dan Çanakkale yönünde giderken takriben 5 km. sonnra sağa sapan bir yolla ulaşılan Yeşilyurt Köyü özgün taş evleri ,küçüklü büyüklü işletmeleri ile özgün bir turizm merkeziolma yolundadır..
Deniz'in iyotlu havası ile Kazdağları'nın bol oksijeninin birbirine karıştığı önü mavi arkası yeşille kuşatılmış köyde bulunan konaklama tesislerinde tatil yapmak ayrıcalıklı bir keyftir.Bu köyümüzde turizmi başlatan Fahir İskit Beyi anmadan geçemeyiz.Deniz, orman, dağ ve kültürü birleştiren zenginliklerin harman olduğu burada tatil ayrıcalılıktır.

          Yapımcıya

Güncellendiği Tarih:22 Ocak 2017 Pazar

 Copyright © 2008 Zeycan & Mustafa Oran.All rights reserved